6 Ekim 2013 Pazar

Muğlanın Meşhur Keşkeğinin En İyi Ve En Lezzetli Tarifi

Keşkek Tarifi

Malzemeler:

  • Yarım kg aşurelik buğday
  • 3 tane iri tavuk budu
  • Tereyağı 150 gr
  • Su
  • Tuz
  • Tavuk bulyon (1 tane)

Yapılışı:

- Yıkanan buğdayı geceden ıslayın.Su buğdayın üstünü kapatacak kadar olsun.
-Tavuğu haşlayın.
-Sabah buğdayın içine tereyağını, tavuk bulyonu ve  haşlanan tavuğun suyunu büyük tencereye koyun. 
KÖZMATİK
-Kaynayınca en küçük ocağa alın ve altını kısın.
-Dibini tutmaması için sık sık karıştırın hatta ocakla tencere arasına teneke parçası veya közmatik  koyun.
-3-4 saat boyunca su çektikçe su ilave ederek pişirin.
-Buğdaylar eriyip muhallebi kıvamına gelince ister kaşığın tersiyle ister blendar'la ezin.
-Haşlanmış tavuk butlarını küçük küçük didip keşkeğin içine koyun.

Sosu:

Keşkek piştikten sonra yerken daha güzel olması için üstüne sos hazırlayın.
Hazırlanışı:
Bir miktar tereyağı ve sıvı yağı tavada ısıtın iyice ısınınca içine biraz tatlı toz biber koyulup ocağın altı kapatılır.

Yukarıda bahsedildiği gibi közmatik ya da teneke parçası kullanarak tencere ve ocak arasına yandaki gibi koyularak keşkeğin dibini tutmaması sağlanabilir.

4 Haziran 2012 Pazartesi

Yabancı Dil Öğrenmenin En İyi ve En Kolay Yolu (daha önce hic duymadığınız yararlı yöntemler)





      2 yıldır kendi başıma yabancı dil (rusça) öğrenmek için uğraşıyorum.Neden mi? Çünkü dil  öğrenmeyi seviyorum.Küçüklüğümden bu yana hep istemişimdir.Sizde mi başka dil öğrenmek istiyorsunuz? O zaman size kendi edindiğim bilgilerle size yabancı dil öğrenmenin tekniklerini ve yollarını anlatıyım.
 İÇİNİZDEKİ İSTEĞE KULAK VERİN
 Öncelikle istemelisiniz.Kendinizi motive edin ve 'YAPABİLİRİM'diyin.İçinizdeki istek ve hırs  sizi ilerilere götürecektir.Yaşınızı bahane etmeyin.Yabancı dil öğrenmenin yaşı yoktur.Çalışmaktan vazgeçeceğiniz zaman hemen aklınıza o dili konuşurkenki halinizi getirin.Ve çalışmaya devam edin.
PRATİK YAPIN
Pratik yapmak sizin öğrendiğiniz şeyleri unutmamanızı sağlar.bunun en iyi yolu yurtdışına gitmektir ve oradakilerle sürekli konuşmaktır.Eğer böyle bir imkanınız yoksa aklınızdan hayali bir arkadaş oluşturun ve onunla yabancı dil konuşmaya çalışın.Olaylar yaratın.bunu gece yatmadan önce ya da her uyumadan önce yapabilirsiniz.Evde ya da başka bir yerde canınız sıkıldığında yapabilirsiniz.
Başka bir yolu ise Evinizdeki eşyalara adlarını yapıştırabilirsiniz.Böylece oraya her baktığınızda o eşyanın öğrendiğiniz dildeki adını görürsünüz bu da ezberinizde kalmasını sağlar.Örneğin ingilizce öğreniyorsunuz.Pencerenize 'window' yazabilirsiniz.
 YABANCI DİL KİTAP OKUYUN
Bir kırtasiyeye veya kitapçıya gidin ve yabancı dil basit bir kitap alın.Sonra bu kitabı okurken  sayfa sayfa  kelimelerin anlamlarını çıkartın.Bu kelimeleri iyice ezberledikten sonra diğer   sayfaya geçin ve aynısını yapın böylece bir bakmışsınız ki başka kitaplar okurken bilmediğiniz kelime az kalmış.Dil bilgisi de yavaş yavaş bu sayede öğrenilir.
Bunun dışında kendiniz kısa öyküler  yazmaya çalışın.Günlük bile yazabilirsiniz böylece başkaları okursa anlayamaz :)
FİLMLER DİZİLER İZLEYİN
yabancı diziler ya da filmler bulup ilk önce altyazılı izleyin.Özellikle de dizi...Her hafta takip edebileceğiniz ilginizi çeken dizi bulun.Altyazılı izleyin.kendinizi iyice geliştirdikten sonra ALTYAZISIZ izleyin. Bu yöntem sizin ilk önce neyi nerde nasıl kullandıklarını öğretecek   daha sonra da altyazısız izlerken anlamanızı sağlayacak.
YABANCI SİTELERDE GEZİNİN
Yabancı sitelere girerek hem daha değişik bilgiler edinirsiniz hem de öğrenirsiniz.Bir konuyu araştırırken o dilde de araştırabilirsiniz.Sürekli gezinin.
ŞARKI DİNLEYİN
Bu işi kesinlikle zevke dönüştürün.Şarkılar bulun ve sözlerini anlamaya çalışın anlamlarını   çıkarın.Tekrar tekrar dinleyin.Yaptığınız , dinlediğiniz herşeyde telafuza dikkat edin.Telafuz önemlidir.Bunu güzel yaparsanız konuşabilirsiniz de.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Ergenlik dönemindeki ruhsal sıkıntılar

    Ergenlik dönemi 12-21 yaşlarında yaşanır.Bu dönemde bazı değişiklikler ve problemler olur.Ruhsal ve fiziksel açıdan sıkıntılar yaşanır.Bunlara okul ve aile içi problemler , özgüven problemi,karşı cinse karşı problemler sebep olabilir.Kendini üzgün ve kötü ya da dışlanmış hissedebilir.Hatta kendini değersiz görüyor olabilir.Bazen  öfke patlamaları yaşayabilir. Bu sırada onunla konuşmak anlamsızdır.Sakinleşmesini beklemek daha iyidir.
    Ergenlik döneminde beden gelişiminin kişilik üzerine önemli etkileri vardır.Özellikle hormon faaliyetleri bu dönemde gencin davranışlarının yönünü etkilemese de davranışlara  eşlik eden duyguların yoğunluğunu kesinlikle etkiler.Karamsarlık,ağlama,öfke-sevinç,hüzün-neşe gibi duygular bu dönemin duygusal hareketliliğinin sonucudur.
    Anne ve babadan uzaklaşan,arkadaşlarına yönelen ergen bu toplumsal yaşantının gereklerini öğrenir.
Ergen,fazlasıyla kendine yöneliktir.İlgi  odağı olduğunu sanmakta ve aslında olmayan bu ilgiye göre hareket etmektedir.Bu düşünce biçimi ergenlik döneminde ben merkezliğini meydana getirir.Çevresindekilerin  kendinin dış görünüş,duyguları ve davranışları ile çok fazla ilgilendiklerini düşünmektedir.
    Bilinçsel ve duygusal hareketlilik sebebiyle kendi deneyimlerini ayırt etmede yetersiz  kalan ergen etrafındakilerin özellikle de büyüklerinin onu anlamadıklarını ''Hiç kimse  neler çektiğimi  neler  hissettiğimi bilemez.Beni kimse anlayamaz.'' şeklinde sık sık ifade eder.
    Ergenlik döneminde bunlar gibi birçok sıkıntılar.stresler,depresyonlar olurken anne ve babanın duyarlı olması gerekir.Hırçın dönemlerinde de üstüne gitmemek gerekir.
        BEDENSEL DEĞİŞİKLİKLER
    
    ortak değişilikler
 - sivilce çıkar
 -ter salgısı artar
 -boy uzar
 -deri yağlanır
 -vücut kıllanır
 -kaslar gelişir
 -kilo artar

    kızlara özel
 -adet görülür
 -yumurta oluşur
 -göğüsler büyür



   erkeklere özel
 -sakal ve bıyık çıkar
 -ses kalınlaşır
 -sperm oluşur

4 Mayıs 2012 Cuma

0-3 YAŞ İÇİN DİL GELİŞİMİ

     Bebeğinizi ilk gördüğünüz , dünyaların sizin olduğu o an içinizi bazı korkular basar.Bu korkuları zamanla atlattıktan sonra bebeğinizle birlikte olmanın , ona bakmanın güzelliğini anlamaya , onunla vakit geçirmekten mutluluk duymaya başlarsınız.
     Bu sırada bebeğiniz çevresini keşfetmeye başlamıştır bile.
 Aşağıda yaş dönemlerine göre bazı bilgiler okuyacaksınız
                             0-12 AY
     Bebeğinizi onunla konuşmak için çok küçük sanabilirsiniz.Ama onu gördüğünüz andan itibaren onunla konuşmanız çok önemlidir.Onunla geçirdiğiniz her dakika ona birşeyler söyleyip,birşeyler anlatın.Anlatacağınız herşey hakkında olabilir.Ona sorular sorun,birşeyi isteyip istemediğini sorun.Hatta şarkı söyleyin.Onun için önemli olan annenin sesini duymak.Ona sürekli tebessüm gösterin.
     İlk üç ay birbirinizi tanıdınız ve bebeğiniz değişik sdesler çıkartmaya başladı.Onunla değişik ses tonlarıyla konuşun.Bu onun sizinle iletişim kurmasını sağlar.
     Henüz oturamayabilir ama onu kucağınıza koyup onun görebileceği şekilde resimli kitaplar okuyun.Kitaptaki cisimlerin nerede olduğunu sorun ona gösterin.
    Herşeyin adını ona söyleyin,ne yaptığınızı anlatın.Örneğin;''bak kalem,yazı yazıyorum.'' Basit ve anlaşılır konuşmaya özen gösterin.Kelimelerin bazılarını vurgulayın.Birşeyler söyledikte sonra anlaması için biraz durun,sonra devam edin.
     Bebeğiniz basit kelimeleri söylemeye başladıktan sonra örneğin;''baba,dede''onun söylediklerini tekrar edin.Basit emir cümleleri söyleyin.Ninnileri,şarkıları sürekli tekrar edin.Böylece öğrenebilir.
    İşitsel algısının gelişmesinde yardım edin.Mesela telefon çaldığında ona ''Aaa telefon çalıyor''gibi şeyler söyleyin.
                                  
                                    1-2 YAŞ
      Küçük bebeğiniz biraz daha büyüdü.Artık ilk sözcüklerini söylemeye hazır.Onun çıkardığı seslere ''Evet aynen öyle'',''ne güzel!'' gibi.
       Sebep-sonuç cümleleri kullanın mesela ''Bardağı kırarsan su içemeyiz'',Kumandayı bozarsan/atarsan televizyon izleyemeyiz.''
       Renkleri gösterin.Ama ilgisini çekecek şekilde;çevresinden örnek vererek.Kounuşabilmesi için ortam yaratın.Mesela''süt mü içersin , meyve suyu mu?''Bunu işaret ederek sorun.
       Onunla konuşurken bebek gibi konuşmayın .Tıpkı bir yetişkin gibi ama kolay cümlelerle.
Benim,senin,onun,ablanın,abinin,babanın vb.kullanarak kısa cümleler kurun.
        Yanlış söylediği cümleleri düzgünce düzeltin.Mesela''anne bak kağıç'',''aaa evet KAĞIT''
Sayıları öğretmeye,göstermeye başlayın.Onu yaratıcı yapabilecek oyuncaklar alın,gerekirse birlikte oynayın,ona öğretin.Onunla her zaman dialog içinde olun.
                                     2-3 YAŞ
         O artık daha da büyüdü,gelişti.Güçlü ve dengeli.Kelime hazinesi büyüdü.2 yaşındayken 3 yaşındayken de uzun cümleler kurmaya başlayacak.Bu süreçte ona yardımcı olmalısınız.
          Mesela;-Kukla oynayabilirsiniz.
                      -Hayali ya da oyuncak telefonla onunla konuşabilirsiniz.
                      -Çevredeki eşyaların ne işe yaradığını ona anlatabilirsiniz.
                      -Oyun hamuruyla  oynarken ona yaptığı şeylerin ne olduğunu ya da ne yapması gerektiğini ona söyleyebilirsiniz.Daha sonra hamurun rengi ve yumuşaklığı  hakkında konuşabilirsiniz.
                      -Ona resim yaptırın böylece hem yaratıcı olmasını sağlarsınız hem de yeteneği varsa keşfedersiniz.

          Bu ilk üç yıl öğrendikleri onu diğer yaşlarına taşıyacak.6 yaştan sonra becerilerine , okuma-yazmasına,matematik öğrenmesine altyapı hazırlayacaktır.birlikte geçirdiğiniz her an çok kıymetli. Bunu unutmayın! :)

3 Mayıs 2012 Perşembe

Yalova termal kaplıcaları




Yalova şehri Termal kaplıcaları, Armutlu kaplıcaları ve Atatürk köşkü müzesi ile tanınmaktadır. Şehir içerisinde birçok termal bölge bulunmasının yanında, bu alanda hizmet veren oldukça fazla sayıda oteller mevcuttur.

Yöre halkı sanayinin fazla gelişmediği termal kaplıcalar ile geçimini sağlarken, bu duruma bölge üzerine kurulan otellerde destek vermektedir. Termal otellerin bolluğu kaplıca suları ve şifalı sular ile buluşmak isteyen herkese rahatça hizmet vermektedir.

Bölgeye yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği aşikardır. Herhangi bir konuda hastalığı olan herkes bu kaplıcaları özellikle ziyaret eder. Romatizmaya, kalp rahatsızlıklarına, cilt üzerinde oluşan bazı lekelere ve birçok kırık çıkığa iyi gelen kaplıca suları ziyaretçileri için bulumaz bir nimet olmuştur. Ziyaretçilerin termal oteller üzerinde gösterdiği yoğunluk, iş gücünün artırılmasına, yeni oteller açılmasına ve hizmet kalitesinin her geçen gün artırılmasına neden olmuştur. Bu sayede yöre halkı termal otellerde kendileri için iş olanağı bularak, otelleri gelir kaynakları olarak görmüştür.


Yalova’nın ön plana çıktığı diğer özelliği ise Atatürk köşkü müzesi olmaktadır. Müze içerisinde geçmiş zaman ait, kurtuluş savaşı yıllarından kalma ve Ulu Önder Atatürk’ün sahip olduğu bazı eserler yer almaktadır. Turistlerin termal oteller ile uğrak yeri olan Yalova, Atatürk köşkü müzesi ile de turizme ek kaynak sağlayan illerden biri durumundadır. Ayrıca önemli eserlerin bulunduğu bu müze, 1929 yılında dikdörtgen bir plan üzerine iki kat şeklinde inşa edilmiştir.

Van kedisi Van gölü




Van şehri dendiğinde akla ilk gelen van kedisi olmaktadır. Dünya çapında hiçbir noktada melezleşmeden bu günlere kadar gelen van kedileri, ipeği andıran kürkleri, bir aslan edasıyla yürüyüşleri ve cana yakınlıkları ile bilinmektedir.

Van kedileri tüylerindeki iki renklilikle tanınmaktadırlar. Bu renkliliğin karakteristik bir özelik olduğu söylentileri de bulunmaktadır. Vücutta nadir olarak görülen bu iki renklilik, genelde kulakların arka kısımlarında ve kuyruk bölgelerinde yer almaktadır. Postları oldukça kalın, ideal boyutlarda tüy uzunluğuna sahip olan van kedileri, her kedi gibi yaz aylarına girildiği dönemlerde tüy değişimleri geçirmektedir. Yaz aylarında tüylerinin eksilmesine karşın kışa dönüldüğünde ise tüyler eski halini almaya başlar ve kartopu şeklinde beyaza bürünürler. Diğer kedilere oranla daha iri bir yapıya sahip olan van kedileri, erkeklerde 3,5 kilogram ağırlık bulundururken, bu oran dişilerde 2,8 kilogram seviyelerindedir.

Van’ın meşhur olan bir de van gölü vardır. Dünyanın en büyük sodalı göllerinden biri olan van gölü, Türkiye sınırlarındaki en büyük göl olma özelliğini göstermektedir. 3.713 kilometrekare yüz ölçümü bulunan göl, denizden de 1646 metre yüksekliktedir. Göl ekosisteminde 103 fitoplankton, 36 tür zooplankton ve sadece bir tür olan inci kefalı yer almaktadır. Yöre halkının inancına göre göl içerisinde bir de canavar yaşadığı belirtilirken, bu durumun daha çok bölgeye turist çekmek için ortaya sürüldüğü düşünülmektedir.

ŞIRNAK'ın cudi dağı




Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Şırnak ilimiz nice doğal güzelliklerinin yanı sıra Cudi Dağı ile ülkemizde ve tüm dünyada ün salmıştır. Kuran-ı Kerim’de Nuh’un gemisinin Cudi Dağı’na indiği bilgileri yer alırken, Cudi Dağı Şırnak için oldukça yüksek ve görkemli bir dağdır. Ayrıca Silopi ilçe sınırları içerisinde yer alan Cudi Dağı, yaklaşık olarak 2114 m’lik bir yüksekliğe sahiptir. Dini inanışlara göre Nuh’un gemisinin Cudi Dağı’na oturduğu bilinirken, Austen Henry Layard adlı bir araştırmacı çektiği fotoğraflar ile Nuh’un gemisinin Ağrı Dağı’na oturduğu söylentilerini ortaya çıkarmıştır.

Habur sınır kapısı ile de öne çıkan Şırnak, Suriye ile giriş – çıkış bağlantılarını sağlayan bir sınır kapısı olma özelliği göstermektedir. 1973 yıllarında Gümrük İdare Memurluğu olarak faaliyete geçen habur sınır kapısı, 1976 yıllarında Gümrük Müdürlüğü ve 1981 yıllarında Habur Gümrükler Başmüdürlüğü olarak anılmıştır. 402,500 km’lik bir alan üzerine kurulmuş olan Habur Sınır Kapısı, Gümrük Müsteşarlığı ve TOBB arasında imzalanan iş birliği ile yap-işlet- devret mantığı altında Ekim 2005-2006 yıllarında yeniden inşa edilmiştir.

Cudi Dağı, Habur Sınır Kapısı gibi özel bölgelerinden başka birtakım müzelerle de meşhur olan Şırnak, her yıl ziyaretçi akınına uğrayan Mem-u Zin Türbesine sahiptir. Kültür turizmine hizmet eden bu yerleşim merkezleriyle Şırnak, ülke ekonomisi için oldukça başarılı işler yapmaktadır. Ülkenin köşesinde kalmasına rağmen hiçbir şeyden kendini mahrum bırakmayan Şırnak, geçmiş tarihi ile en görkemli turizm hizmetine öncülük etmektedir.